Kudüs! Yüreğimizin başkenti. Bugünlerde yine kurtlar sofrasına itilen kutsal şehir Kudüs. Gökte kurulup yere indirilen şehir. Yüreğinde Aksa’nın emanetini taşıyan barış yurdu, huzur kenti Kudüs. Hanne’nin şefkati Kudüs. Zekeriyya’nın mihrabı, Meryem’in iffeti, Îsâ’nın nefesi olan Kudüs. Mûsâ Peygamber’in “Ey Kudüs! Sende gözüm var!” dediği aziz şehir. Kutlu Nebi’nin bineği, Burağın ilk durağı, miracın eşiği, İmrân’ın evi Kudüs. Yüceliğin ve yükselişin başkenti. Başkentler başkenti mübarek Kudüs. Bağrında nebilerin, resullerin otağ kurduğu esenlik yurdu Kudüs. Zeytin Dağı’nın eteklerinde yüzyıllar boyu insanlığın huzur ve barış içinde yaşadığı kutsal şehir Kudüs. Kandillerinde yakılmak üzere Mescid-i Aksa’ya zeytin yağı gönderme talimatı veren Kutlu Nebi Hz. Muhammed (s.a.v.)’in “sefere çıkın” buyruğuna mazhar olan üç mescitten birisi Aksa’nın yurdu, ümmetin haremi Kudüs. Mekke Allah’ın haremi, Medine Resûlullah’ın ve Kudüs ise müminlerin haremidir. Haremin hürmetini bilmek müminler için iman borcudur. Yeryüzünde kurulan ikinci mescit olmasına rağmen Mescid-i Aksâ uzun yıllar Müslümanların namaz için yöneldikleri ilk kıblesi olmuştur. Kudüs ve Mescid-i Aksâ Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimizin çevresini mübarek kıldığını ifade edip övdüğü, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ayetlerini gösterdiği kutlu yolculuğun ilk basamağıdır:
“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.