Türkiye'den 56 sivil toplum kuruluşu (STK), yaptıkları ortak açıklamayla İsrail'in Kudüs'teki ihlallerine tepki gösterdi.

Uluslararası Minber-i Aksa Derneği Başkanı Abdullah Cahit Dinç, Topkapı'da bir otelde düzenlen basın toplantısında, STK'lar tarafından imzalanan metni okudu.

Abdullah Cahit Dinç, Müslümanların üçüncü kutsal camisi Mescid-i Aksa'da son günlerde yaşanan hadiselerin tüm dünya Müslümanları ve Türkiye'deki STK'lar tarafından da büyük bir dikkatle takip edildiğini söyledi.

İsrail'in Mescid-i Aksa ile ilgili bir karar almasının kanunen mümkün olmadığına dikkati çeken Dinç, Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs'teki tüm İslam eserlerin uluslararası anlaşmalar gereği Ürdün vakıflarına bağlı olduğunu ve bu eserlere ilişkin yetkilerin Müslümanlar adına Ürdün'de olduğunu belirtti.

Yahudilerin Mescid-i Aksa içerisinde sessiz ibadet edebileceklerine dair karar çıkarılmasını tarih boyunca birçok defa denendiğini hatırlatan ve bunu beyhude bir çaba olarak niteleyen Abdullah Cahit Dinç, şunları kaydetti:

"Mescid-i Aksa Müslümanlarındır ve işgalci İsrail'in burada herhangi bir karar alma ya da söz söyleme yetkisi yoktur. Çıkartılan bu kanunun, hukuk önünde dünyanın en küçük ülkesinin Satürn gezegeni ile ilgili bir kanun çıkartması kadar değeri yoktur. Bu hakikatin çok açık bir şekilde farkında olan ve buna rağmen bu tür adımlar atmaya ısrarla devam eden işgalci İsrail'in bu gerçeğin sürekli yüzlerine vurulmasından rahatsız olduklarının da farkındayız. Bu yüzden varlığı işgalci İsrail'in varlığından daha eski olan, ömrünü Kudüs'e adamış, Mescid-i Aksa'nın döktüğü tüm kan ve gözyaşında onunla birlikte olan Şeyh İkrime Sabri'ye tahammül edememektedirler."

Tüm uluslararası kuruluşları İsrail'in ihlalleri karşısında adım atmaya davet eden Dinç, "Dünyanın neresinde olursa olsun gerçekten vicdan sahibi bazı uluslararası kişi ve kurumların seslerini yükseltmeleri insanlığın ölmediğine dair umutlarımızı yeşertmiştir. İşgalci İsrail'in çıkarttığı sessiz ibadet kanunu geçersiz ve hükümsüzdür. Mescid-i Aksa Müslümanlarındır ve başka din mensuplarının ibadetine açılmasının düşüncesini dahil kabul etmiyoruz. 40 yıldan daha fazla süredir Mescid-i Aksa'da hatiplik yapan Şeyh İkrime Sabri'ye yapılan her türlü saldırgan tavrı şiddetle kınıyoruz. 80 yaşının üzerindeki İkrime Sabriye karşı yapılacak tüm baskıların daima karşısında olacağımıza söz veriyoruz." diye konuştu.

"Şeyh Sabri bütün Müslümanlar adına Mescid-i Aksa'yı savunmak için 6 saat ifade verdi"

Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri'nin Avukatı Hamza Kuteyne de, İsrail'in Mescid-i Aksa üzerindeki baskılarını arttırdığını ve Sabri'yi, verdiği hutbeler ile tarihi Filistin coğrafyasında bulunan camilerdeki vaaz ve irşat çalışmalarının "şiddete yol açtığı" gerekçesiyle bir hafta süreyle Mescid-i Aksa'dan uzaklaştırma cezasına çarptırdığını hatırlattı.

İsrail'in Sabri'ye Mescid-i Aksa'yı koruduğu için cezalandırdığına vurgu yapan Kuteyne, "Bunun için Seyh Sabri'ye zulmediyorlar. İşgalci İsrail Şeyh Sabri'nin yaşına ve Müslümanlar için gözündeki kıymetine hürmet etmeyerek evine günün çok erken saatlerinde gayrı insani bir şekilde baskın düzenleyerek kendisini 6 saat süren ifade vermeye çağırdı. İfade vermeye gittiğimiz 2. kattaki salonun 42 merdivenini adeta Kudüs'ün sesi olarak müdafaa etme aşkıyla ilerlemiş yaşına rağmen büyük bir gayretle çıktı. Şeyh Sabri bütün Müslümanlar adına Mescid-i Aksa'yı savunmak için 6 saat ifade verdi." dedi.

Kuteyne, İsrail'in Şeyh İkrime Sabri'yi Kudüs'ü müdafaasından vazgeçirmeye çalıştığına dikkati çekerek, bütün insanlık dışı baskılara karşı Sabri'nin İsrail'e direnmeye devam edeceğini belirtti.